Bu yazı Evcil Hayvan Sahipleri Bilgi Kaynağı bloğundan arkadaşım Vet.Hekim Ümit Yılmaz’ın onayıyla alınmıştır.
Teşhis Hakkında:
Kedilerde ve köpeklerde üzerilerinde pire olduğunda gösterdikleri rahatsızlıklar bireyden bireye değişir. Bu kadar farklı tepki göstermelerinin nedenlerinden bir de pire ısırığına karşı alerjilerinin olup olmamasıyla ilgilidir. Pire ısırığı alerjisi oldukça sık görülen cilt rahatsızlıklarından birisidir.
Pire ısırığı alerjisi, pire tükürüğündeki proteinlere karşı hassasiyettir. Hassas olmayan hayvanları pire ısırdığında ortaya çıkan rahatsızlık hafif derecededir. Pire ısırdıktan kısa bir süre sonra orayı hafifçe kaşırlar. Pire alerjisi olan hayvanlar ise oldukça şiddetli kaşıntıyla sadece ısırık yerini değil tüm vücutlarını kaşırlar. Üzerlerinde pire olduğu sürece de kaşıntı daha kötüye gider. Tüylerin dökülmesi ve açılmalar, deride kızarıklık ve döküntülere kadar varacak kadar işler kötüleşebilir. Bir hafta içinde sadece bir ya da iki pire ısırığı bile alerjik reaksiyonları tetiklemeye yeterli olur. Pire alerjisi her yaşta görülebilirse de en çok bir ile beş yaş arasında görülür. Pire alerjisi köpeğin yaşadığı bölgede pirelerin aktif olduğu mevsimde ortaya çıkar. İstanbul bölgesinde pirelerin en aktif oldukları dönem mart ile kasım ayları arasıdır. Pirelerin aktif olduğu dönem çevre ısısının ortalama 15C dereceyi geçtiği mevsimlerdir. Buna göre yaşadığınız yerdeki pire mevsimini kestirebilirsiniz.
Veteriner Hekimler sıklıkla, genel muayenede deri kondisyonunu değerlendirerek, deri üzerindeki pire ve yumurtalarını görerek ve yapılan tedaviye verilen cevaba göre teşhislerini koyarlar. Pire alerjisi olan hayvanlarda genelde üzerlerinde pire görülmez. Çünkü aşırı kaşınma yalanma ile alerjiyi tetiklemiş olan bir kaç pire de düşer ya da kedi veya köpek onu çiğneyerek öldürmüştür. Şüpheli durumlarda alerji testi yaparak teşhis koymak da mümkündür. Doğrudan kandan ya da deri içi enjeksiyon tarzında değişik test yöntemleri bulunmaktadır. Teşhisin en kolay yolu pireye karşı olan ürünleri düzgün aralıklarla kullanıp şikayetlerin azalıp azalmadığını kontrol etmektir. Pire alerjisine benzeyen ancak pirelerle hiçbir alakası olmayan bazı cilt hastalıklarını ayırt etmek için testler yapılması gerekebilir. Çünkü bu hastalıların tedavisi için kullanılacak ilaçlar pire alerjisi tedavisinde kullanılan ilaçlardan farklıdır.
Pire ısırığı alerjisi olan hayvanlar çok şiddetli ve neredeyse hep kaşınırlar. Bunun sonucu olarak ciltte yaralanmalar meydana gelir. Yaralar kabuklu, şişkin iltihaplı olabilir. İltihabın nedeni yaralardan sızan serumun bakteri üremesine çok elverişli olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yaraları hayvan dişleyebilir ve çiğneyebilir. Bundan dolayı hayvanın derisinin rengi koyulaşabilir ve kalınlaşabilir.
Tedavi:
Tedavi de sıkı takip edilen dış parazitleri öldürücü ve kovucu ilaçlar uygulanır. Tedaviyi takip edebilmek amacıyla derideki yaraların çapları ölçülerek not alınması takibi kolaylaştırır. Günümüzde kullanımı çok kolay ve etkili olan ürünler mevcuttur. Bunları veteriner hekiminizin reçete ettiği (söylediği) gibi kullanmalısınız.Eğer hayvanın yaşadığı çevrede ,evde de pireler çoksa halıları tersten süpürmek pire yumurtası sayısını azaltarak tedaviye yardımcı olur. Veteriner hekiminiz yaraların durumuna göre yangı giderici ilaçlar ve/veya antibiyotik de reçete edebilir.
Eğer evinizi bahçenizi ilaçlatmanız gerekiyorsa sertifikalı uzman şirketlere yaptırmalısınız. Uzman olmayanlara yaptıracağınız ilaçlatma işlemi zehirlenme vakaları ile sonuçlanabilir ya da istediğiniz sonucu alamayabilirsiniz.
Neleri yapmamalısınız?
Çevre için kullanılan ürünleri asla hayvanlara uygulamayın. Permetrin içeren ürünleri asla kedilere kullanmayın.
Veteriner Hekiminizi ne zaman aramalısınız?
Bir aydan fazla bir süre boyunca yaralarda hiç bir gelişme olmuyorsa.
Dış parazitlere karşı kullanılan ilaç uygulandıktan sonra hayvanınızda sersemlik, kusma, yüz kısmında şişkinlik gibi belirtiler ortaya çıktı ise veteriner hekiminizi arayın.
Takip etmeniz gereken belirtiler:
Çevrede veya hayvanınızın üzerinde pire, pire yumurtası veya dışkısı olup olmadığını takip etmelisiniz.
Bu yazı Evcil Hayvan Sahipleri Bilgi Kaynağı bloğundan arkadaşım Vet.Hekim Ümit Yılmaz’ın onayıyla alınmıştır.