Pire Alerjisi

Bu yazı Evcil Hayvan Sahipleri Bilgi Kaynağı bloğundan arkadaşım Vet.Hekim Ümit Yılmaz’ın onayıyla alınmıştır.

Teşhis Hakkında:

Kedilerde ve köpeklerde üzerilerinde pire olduğunda gösterdikleri rahatsızlıklar bireyden bireye değişir. Bu kadar farklı tepki göstermelerinin nedenlerinden bir de pire ısırığına karşı alerjilerinin olup olmamasıyla ilgilidir. Pire ısırığı alerjisi oldukça sık görülen cilt rahatsızlıklarından birisidir.

Pire ısırığı alerjisi, pire tükürüğündeki proteinlere karşı hassasiyettir. Hassas olmayan hayvanları pire ısırdığında ortaya çıkan rahatsızlık hafif derecededir. Pire ısırdıktan kısa bir süre sonra orayı hafifçe kaşırlar. Pire alerjisi olan hayvanlar ise oldukça şiddetli kaşıntıyla sadece ısırık yerini değil tüm vücutlarını kaşırlar. Üzerlerinde pire olduğu sürece de kaşıntı daha kötüye gider. Tüylerin dökülmesi ve açılmalar, deride kızarıklık ve döküntülere kadar varacak kadar işler kötüleşebilir. Bir hafta içinde sadece bir ya da iki pire ısırığı bile alerjik reaksiyonları tetiklemeye yeterli olur. Pire alerjisi her yaşta görülebilirse de en çok bir ile beş yaş arasında görülür. Pire alerjisi köpeğin yaşadığı bölgede pirelerin aktif olduğu mevsimde ortaya çıkar. İstanbul bölgesinde pirelerin en aktif oldukları dönem mart ile kasım ayları arasıdır. Pirelerin aktif olduğu dönem çevre ısısının ortalama 15C dereceyi geçtiği mevsimlerdir. Buna göre yaşadığınız yerdeki pire mevsimini kestirebilirsiniz.

DSCN3058Veteriner Hekimler sıklıkla, genel muayenede deri kondisyonunu değerlendirerek, deri üzerindeki pire ve yumurtalarını görerek ve yapılan tedaviye verilen cevaba göre teşhislerini koyarlar. Pire alerjisi olan hayvanlarda genelde üzerlerinde pire görülmez. Çünkü aşırı kaşınma yalanma ile alerjiyi tetiklemiş olan bir kaç pire de düşer ya da kedi veya köpek onu çiğneyerek öldürmüştür. Şüpheli durumlarda alerji testi yaparak teşhis koymak da mümkündür. Doğrudan kandan ya da deri içi enjeksiyon tarzında değişik test yöntemleri bulunmaktadır. Teşhisin en kolay yolu pireye karşı olan ürünleri düzgün aralıklarla kullanıp şikayetlerin azalıp azalmadığını kontrol etmektir. Pire alerjisine benzeyen ancak pirelerle hiçbir alakası olmayan bazı cilt hastalıklarını ayırt etmek için testler yapılması gerekebilir. Çünkü bu hastalıların tedavisi için kullanılacak ilaçlar pire alerjisi tedavisinde kullanılan ilaçlardan farklıdır.

DSCN3057Teşhis ile Yaşamak:

Pire ısırığı alerjisi olan hayvanlar çok şiddetli ve neredeyse hep kaşınırlar. Bunun sonucu olarak ciltte yaralanmalar meydana gelir. Yaralar kabuklu, şişkin iltihaplı olabilir. İltihabın nedeni yaralardan sızan serumun bakteri üremesine çok elverişli olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yaraları hayvan dişleyebilir ve çiğneyebilir. Bundan dolayı hayvanın derisinin rengi koyulaşabilir ve kalınlaşabilir.

Tedavi:

Tedavi de sıkı takip edilen dış parazitleri öldürücü ve kovucu ilaçlar uygulanır. Tedaviyi takip edebilmek amacıyla derideki yaraların çapları ölçülerek not alınması takibi kolaylaştırır. Günümüzde kullanımı çok kolay ve etkili olan ürünler mevcuttur. Bunları veteriner hekiminizin reçete ettiği (söylediği) gibi kullanmalısınız.Eğer hayvanın yaşadığı çevrede ,evde de pireler çoksa halıları tersten süpürmek pire yumurtası sayısını azaltarak tedaviye yardımcı olur. Veteriner hekiminiz yaraların durumuna göre yangı giderici ilaçlar ve/veya antibiyotik de reçete edebilir.

DSCN3059Neleri yapmalısınız?

Eğer evinizi bahçenizi ilaçlatmanız gerekiyorsa sertifikalı uzman şirketlere yaptırmalısınız. Uzman olmayanlara yaptıracağınız ilaçlatma işlemi zehirlenme vakaları ile sonuçlanabilir ya da istediğiniz sonucu alamayabilirsiniz.

Neleri yapmamalısınız?

Çevre için kullanılan ürünleri asla hayvanlara uygulamayın. Permetrin içeren ürünleri asla kedilere kullanmayın.

Veteriner Hekiminizi ne zaman aramalısınız?

Bir aydan fazla bir süre boyunca yaralarda hiç bir gelişme olmuyorsa.

Dış parazitlere karşı kullanılan ilaç uygulandıktan sonra hayvanınızda sersemlik, kusma, yüz kısmında şişkinlik gibi belirtiler ortaya çıktı ise veteriner hekiminizi arayın.

DSCN3060Takip etmeniz gereken belirtiler:

Çevrede veya hayvanınızın üzerinde pire, pire yumurtası veya dışkısı olup olmadığını takip etmelisiniz.

Bu yazı Evcil Hayvan Sahipleri Bilgi Kaynağı bloğundan arkadaşım Vet.Hekim Ümit Yılmaz’ın onayıyla alınmıştır.

En etkili pire önleme yöntemi nedir?

Bu yazı Evcil Hayvan Sahipleri Bilgi Kaynağı bloğundan arkadaşım Vet.Hekim Ümit Yılmaz’ın onayıyla alınmıştır.

En etkili yöntem bilgilenmektir.

  • Yetişkin pire problemin sadece görünen yüzü yani bir parçasıdır.
  • Pire yumurtası ve larvaları pire probleminin kilit noktalarıdır.
  • Hayvanınızın pirelenmesi için dışarı çıkmasına gerek yoktur.

Pireler kan emerek beslenen parazitlerdir. Kuşlara ve memelilere bulaşabilir. Ancak yoğun bulaşma olmadığı sürece insanları tercih etmezler. Ancak pireler çok yoğun ise insanları da ısırabilirler. Pire enfestasyonu veteriner hekimlerin sık karşılaştığı problemlerden birisidir ve yaşam kalitesini çok düşürür.

Pire evcil hayvanlarda ciddi alerji problemlerine yol açabilir. Yoğun olarak pirelenme hayvanınızın sık olarak şiddetli kaşınmasına hatta kendini ısırıp yaralanmasına neden olabilir. Hayvanınız pireye karşı alerjik olmasa bile hayvanınıza ciddi hastalıkların taşınmasına aracılık eder. Bartonellosis (insanlara bulaştığında “kedi tırmalama hastalığı” adı verilen hastalığı yapan etken), bağırsak parazitlerinden tenyalar pireler ile hayvanınıza bulaşır.

Yetişkin PirePireler hayatta kalma konusunda çok başarılıdırlar! Şaşırtıcı şekilde yüksek veya düşük ısı şartlarında uzun süreler hayatta kalabilirler. Konakçı bulamamış yumurta ve larva formları aylarca hayatta kalabilirler.

Eğer hayvanınız dışarı çıkıyorsa, pet pansiyon, oyun alanları gibi diğer hayvanların bulunduğu yerlere gidiyorsa pireyle karşılaşma ihtimali yükselir. Ancak evden hiç dışarı çıkmamış hayvanlar da pirelenebilir. Çünkü ev ortamı pireler için ideal ısı ve ortamı sağlar. Çok daha çetin koşullara dayanıklı pireler için ev ortamı cennet gibidir.

Eve pire yumurtasını veya larvasını elbiseleriniz, ayakkabınızın altı, evcil hayvanı olan arkadaşınız ya da evcil hayvanıyla birlikte gelen arkadaşınız getirebilir. Pire bir defa konakçısını bulduğu zaman zaman kaybetmeksizin kan emmeye ve çok miktarda yumurta çıkarmaya başlar. Kan emmiş olan yetişkin pire hayvanınızın üstünde kalmaya devam ederken yumurtalar ve larvalar hayvanınızın üstünden dökülerek etrafa yayılmaya başlar. Pire larvaları hareketlidir. halının altı, parke aralıkları, süpürgeliklerin arkası gibi ulaşılması güç yerlere saklanma eğilimindedir. Larvalar olgunlaştıktan sonra konakçısının üzerine atlayarak yaşam çemberine devam etmek isterler.

Pire larva ve yumurtaları taranmış tüylerle birlikte

Eğer çok yoğun değilse hayvanınızın üzerinde yetişkin formunu görmeyebilirsiniz. Yetişkin pire hayvanınızın üzerinde en kolay görülebilecek pire formudur. Gördüğünüz her yetişkin pire çevredeki diğer formlardaki (yumurta, larva, pupa) pire kontaminsayonun %5’idir. Bir başka deyişle hayvanınızın üstünde gördüğünüz her yetişkin pirenin yüz katı çevreye saçılmış durumdadır.

Sorunu nasıl çözebiliriz?

Pire sorunu aynı anda birden fazla yaşam formuyla sorunu oluşturduğu için en iyi savaşma yöntemi, pirenin tüm yaşam formlarıyla aynı anda mücadele etmektir.

Eğer hayvanınız pirelendi ise veteriner hekiminizi ziyaret etmek doğru olacaktır. Pire alerjisi, kaşınmaya bağlı yaralanmalar gibi deri problemlerini teşhis ve tedavisi için veteriner hekiminiz yardımcı olacaktır.

Veteriner Hekiminiz size doğrudan yetişkin pirelere karşı etkili bir ürün önerebileceği gibi larva ve yumurtaları da etkileyen ürün de önerebilir. Eğer birden fazla hayvanınız varsa etkilenmiş olsun ya da olmasın hepsinin ayrı ayrı tedavi edilmeleri gerekir. (bu nokta önemlidir)

Veteriner Hekiminiz gerekirse eviniz için de (varsa bahçenizi) ilaçlatmanızı önerebilir.

Ne kadar tanıdık değil mi?

Bu yazı Evcil Hayvan Sahipleri Bilgi Kaynağı bloğundan arkadaşım Vet.Hekim Ümit Yılmaz’ın onayıyla alınmıştır.

Pisi Pisi Otları

pisi1Köpeğiniz ile kırlarda dolaşmaktan mutluluk duyuyorsanız bu güzel anların ardından yaşanabilecek pisi pisi otu problemini unutmamalısınız. Doğada yabani olarak yetişen ve bahar aylarında oldukça sık görülen pisi pisi otları özellikle uzun tüylü ve uzun kulaklı ırkların en büyük problemlerinden biridir. Pisi pisi otları yapısı gereği daima ileri haraket eder. Bu nedenle de kulak, burun veya ayağa battığında kendi kendine çıkma şansı yoktur. Otun tehlikeli olduğu zamanlar Mayıs ve Eylül ayları arasındaki dönemdir.

Özellikle cocker, setter gibi ırklarda kulağa, boxer, german shepherd gibi ırklarda burun deliklerine pisi pisi otu girmesi sık yaşanılan bir olgudur. Ayrıca bol tüylü ırklarda pati aralarından batarak ilerleyen pisi pisi otlarına oldukça sık olarak rastlanmaktadır.

Köpeğinizin günlük ihtiyaçlarını karşılamak veya kırlarda temiz hava almak için dolaşmaya çıktığınızda dikkat etmeniz gereken bir kaç küçük detay pisi pisi otları nedeniyle yaşayabileceğiniz problemlerin önlenebilmesi için önemlidir.

pisi2Gezinti esnasında veya eve döndüğünüzde ani olarak beliren bir topallık veya ayağını sakınarak yürüme gibi bir belirti gördüğünüzde patilerini kontrol ederek bir kızarıklığın olup olmadığına bakmalısınız. Sadece bir kısmı batmış olan pisi pisi otlarını bir pens yardımıyla çıkarabilirsiniz. Ancak pisi pisi otu görünmediği halde kızarıklık ve şişkinlik varsa yapılabilecek en doğru işlem vakit geçirmeden veteriner hekim tarafından batmış olan pisi pisi otunun çıkarılmasıdır. Kısa sürede ilerleyerek daha derin dokulara giren pisi pisi otlarının çıkarılması oldukça güçtür.

Pisi pisi otlarının kulağa kaçtığı durumlarda görülebilen belirgin bulgu sürekli kulakları sallama, başını eğik tutma ve patisiyle kulağını kaşıma çabasıdır. Böyle bir durumda da vakit kaybetmeden veteriner hekiminize gitmelisiniz. Aksi halde hızla ilerleyen pisi pisi otları kulak zarında delinmeye ve orta kulakta iltihaplanma gibi daha ciddi sorunların yaşanmasına neden olabilir.

Ani olarak başlayan hapşırma nöbetleri özellikle boxer gibi basık burunlu ırklarda ve koklama merakı olan köpeklerde pisi pisi otu ihtimalini hatırlamak için yeterli bir nedendir. Burun deliklerinden giren pisi pisi otlarının tüylü kanatları nedeniyle burun mukozasında irkilti ve buna bağlı olarak hapşırmalar oluşur. Burnuna pati atarak veya silkelenerek burnundan otu çıkarmaya çalışır. Burun deliklerinden ilerleyen pisi pisi otları genellikle yutağın açılış kısımındaki kıvrımlı bölüme batarak kanamalara da neden olabilir. Kanamaların diğer bir nedeni ise aşırı hapşırmaya bağlı olarak kılcal damarlarda şekillenen çatlamalardır. Bu durumda da vakit kaybetmeden veteriner hekime gitmeli ve pisi pisi otunu çıkarttırmalısınız.

Köpeğinizin her gezinti sonrasında tüylerini fırçalayarak kontrolunü yapmanız sadece pisi pisi otunun değil pire ve kene gibi dış parazitlerinde tespit edilebilmesi yönünden fayda sağlayacaktır. Ayrıca patileri uzun tüylü bir köpeğe sahipseniz ve sık sık bu problemi yaşıyorsanız mevsim başında pati tüylerini kısalttırmanız sorunun çözümünde kolaylık sağlayacaktır.

Köpek Bakımı ve Beslenmesi ile İlgili Genel Bilgiler

“Yeni bir köpek dostunuz mu var ? Bakımında eksikleriniz var mı ? Genel sağlık kontrolünü nasıl yapacağınızı biliyor musunuz ?

Tebrikler – Yeni Bir Köpek Sahibisiniz !

Öncelikle, evinizi “yavru köpeğe dayanıklı” hale getirmiş olmalısınız. Onun için yatak, tasma takımları, battaniye, oyuncaklar, yemek kapları gibi ihtiyaçlarını seçmek oldukça keyiflidir. Yeni oyuncunun size daha çok keyif vereceği kesindir. Ona da mutluluk ve uzun ve kaliteli bir yaşam sağlamak için iyi beslemelisiniz, güvende olması için dikkat etmelisiniz ve onun için sağlıklı bir ortam yaratmalısınız. Veteriner hekiminizde düzenli sağlık kontrollerini yaptırmalısınız.

Köpeğinizin Kısırlaştırılması

Pek çok veteriner hekim, kısırlaştırmanın sadece hayvan nüfusunu kontrol etmeye yaramadığını aynı zamanda onları daha dost canlısı ve birlikte yaşamayı kolaylaştırıcı etkisi olduğunu söylemektedir. Kısırlaştırılmış dişi köpekler daha rahatlamış, kısırlaştırılmış erkekler daha az gürültücü ve diğer erkek köpeklerle dalaşmaya daha az meyilli olurlar. Tüm bunların yanı sıra kısırlaştırma sağlık açısından da faydalıdır. Dişilerde üreme organları ve meme bezi kanseri riski en aza iner; erkeklerde ise prostat sorunlarının görülme sıklığını azaltmaktadır.

Dişi Köpeklerde Kısırlaştırma

Rahmin ve yumurtalıkların cerrahi işlem ile alınmasıyla yapılmaktadır. Genellikle altı aydan sonra yapılmaktadır. Önemli cerrahi girişimlerden birisidir ve genel anestezi altında gerçekleştirilir. Genellikle bir gece hospitalize edilmesi gerekebilir. Komplikasyonlar çok nadirdir ve tam iyileşme normalde iki hafta içinde tamamlanır.

Erkek Köpeklerde Kısrılaştırma

Bu operasyon da genel anestezi altında gerçekleştirilir ve testislerin alınması şeklindedir. Genellikle erkek köpekler altı aylıkken yapılır. Bir gece hospitalize edilmesi gerekebilir ve tam iyileşme yedi günde tamamlanır.

Yavru Köpeğinizin Basit Sağlık Kontrolü

Yeni yavru köpeğinizi mümkün olan en kısa zamanda veteriner hekime götürmelisiniz. İlk ziyaretinizde çoğu zaman yapılacaklar şunlar olacaktır:

● Genel sağlık durumunun belirlenmesi amacıyla yapılacak bir genel muayene.

● Dış parazitler için kontrol. (pireler, keneler, bitler ve kulak uyuzu kontrolü)

● İç parazitler için kontrol. (kancalı kurtlar, yuvarlak kurtlar yönünden) Mümkünse dışkı örneği götürmeniz kolaylık olacaktır. Kan testleri de yapılabilir.

● Yavru köpekler için bir aşılama programı çıkartılır.

● Veteriner hekiminize köpeğinizin kısırlaştırılmasıyla ilgili sorular sorun. Gerekip gerekmediği ve ne zaman için tavsiye ettiğini öğrenin.

İlk sağlık kontrolü, veteriner hekiminizin size vereceği bakım ve beslenmeyle ilgili tavsiyeler için köpeğiniz hakkında bilgiler verir. Ayrıca veteriner hekiminize sonradan ortaya çıkan sağlık sorunlarında köpeğinizin temel bilgilerini de verir. Böylece veteriner hekiminiz, köpeğinizin ömrü boyunca gelişimini takip edebilir sağlığını gözleyebilir ve yönetebilir.

Yeni Köpeğinize Evinde Olduğunu Hissettirin

Köpeğinize yemek yiyeceği, yatacağı, tuvaletini yapacağı yerleri göstermelisiniz. Evde ona yabancı olan sesleri ve görüntüleri incelemesi için fırsat tanımalısınız. Eğer evde küçük bir çocuk varsa onun yeni gelenin bir oyuncak olmadığını bildiğinden emin olmalısınız. Küçük çocuklara onun yaşayan bir canlı olduğunu nazik ve saygılı davranılmasını gerektiğini öğretmelisiniz

Sekiz haftalık kadar küçük köpek yavruları özel dersler öğrenme kapasitesindedir ve eve geldiğinden itibaren basit itaat komutlarını öğrenmeye başlamalıdır. Veteriner hekiminiz en iyi öğretme yöntemlerini söyleyebilir ve bir eğitim okulu tavsiye edebilir. Sizin pozitif desteğinizle yavru köpeğiniz dersleri eğlenceli ve kolay bulacak ve dersleri kolayca hatırlayacaktır.

Yaşlı Köpeğiniz

Köpeğinize yaşlılığı için özel bakıma başlamanın en iyi zamanı ne zamandır? Daha yavruyken! Köpeğiniz yaşamına iyi bir beslenme ile başlarsa, düzenli egzersiz yaparsa, veteriner hekimle randevularına sadık kalırsa, mutlu bir ev yaşantısı varsa tüm bunlar ilerlemiş yaşlarında kaliteli bir yaşam sürmesinin altın anahtarlarıdır. Köpeğiniz yaşlandığında tıpkı insanlar gibi metabolizmasında değişimler görülür. Köpeğinizin davranış değişikliklerine dikkatinizi vermek sorunları erken fark etmenizi sağlayacaktır.

Köpeğiniz İnsana Göre Kaç Yaşında ?

6 AYLIK — 10 YAŞ
8 AYLIK — 13 YAŞ
10 AYLIK — 14 YAŞ
12 AYLIK — 15 YAŞ
18 AYLIK — 20 YAŞ
2 YAŞ — 23 YAŞ
3 YAŞ — 26 YAŞ
4 YAŞ — 32 YAŞ
5 YAŞ — 36 YAŞ
6 YAŞ — 40 YAŞ
7 YAŞ — 44 YAŞ
8 YAŞ — 48 YAŞ
9 YAŞ — 52 YAŞ
10 YAŞ — 56 YAŞ
11 YAŞ — 60 YAŞ
12 YAŞ — 64 YAŞ
13 YAŞ — 68 YAŞ
14 YAŞ — 72 YAŞ
15 YAŞ — 76 YAŞ
16 YAŞ — 80 YAŞ

NOT: Bu karşılaştırma küçük ırklar göz önüne alınarak yapılmıştır.

Yaşlılıkta Sık Görülen Sorunlar

Şişmanlık büyük bir sağlık riskidir. Yaşlı köpeklerin hareketliliği azalmıştır. Öyleyse buna uygun olarak aldığı kalori miktarı azaltılmalıdır. Bu uygulama eklemlerine düşen basıncı azaltacak, kalp yetmezliği, böbrek ve karaciğer hastalıkları, sindirim sistemi hastalıklarına yakalanma riskini düşürecektir. Gıdasında lif oranı, yağ asitleri ve vitamin oranları artmalı sodyum, yağ ve protein oranı azaltılmalıdır.

Eklem yangıları, eklemlerde hafif tutukluktan eklem hareketsizliğine kadar değişik aralıktaki sorunlara yol açar. Egzersiz programı köpeğinizin kondisyonu kadar kas yoğunluğu ve gerginliğinin devamı için gereklidir.

Sıcak ve soğuğa dayanamama, yaşlılıkta ortaya çıkar çünkü yaşlılıkta köpeğinizin vücut ısısını kontrol eden hormonları eskisi gibi çalışmamaktadır. Yatağını ısıtıcıya daha yaklaştırın ve soğuk günlerde onu evde tutun.

Diş kaybı ve diş çürükleri, sadece çiğnemeyi zorlaştırmaz aynı zamanda bakteriyel hastalıklara ve tümörlere de hazırlayıcı etki yapar. Dişleri fırçalamak ve temiz tutmak bu riskleri en aza indirir.

Prostat büyümesi ve meme tümörleri, çoğu zaman kısırlaştırılmamış köpeklerde teşhis edilmektedir. Genel sağlık kontrollerinde prostat büyümesi ve meme tümörleri yönünden de kontrol ettirmelisiniz.

Yalnızlık endişesi, yaşlı köpeklerde daha çok görülmesinin sebebi artık köpeğiniz stresin üstesinden gelemiyor oluşudur. Saldırgan davranışlar, gürültü korkusu, artan havlamalar ve iniltiler huzursuz uyku belirtileridir. Medikal tedaviler ve davranış değiştirme yöntemleri çözümde anahtardır.

Deri ve tüy sorunları, yaşlanmak demek derinin esnekliğini yitirmesi ve daha kolay yaralanabilir hale gelmesi demektir. Tüyleri incelir ve matlaşır. Daha çok fırçalamak ve besinlerinde yağ asitlerini arttırmak çok zaman işe yarar.

Köpek hafıza sorunları; kendini, karışıklık, yönünü şaşırma ve hareketliliğinin azalması gibi belirtilerle belli eder. Tıbbi uygulamalar bu konuların bazılarının çözebilmektedir.

Evcil Hayvanlarda Ağız ve Diş Bakımı

“Evcil Hayvanlarda ağız ve diş sağlığını korumak için neler yapabileceğinize dair bilgileri bu yazımızda bulabilirsiniz.”

goldenteethKüçük Dostunuz Hastalıklardan Korunmak için Size Güveniyor

Kedi ve köpeklerde ciddi enfeksiyonların ve diğer evcil hayan hastalıklarının tedavisinde elde edilen tecrübelerle, oral hastalıklar (en önemlisi periodontal hastalık veya plak ve tartar oluşumu sonucu meydana gelen diş eti hastalığıdır) ilk sıradaki sağlık problemi haline gelmiştir. Doğru diş bakımı uygulanmayan köpeklerde 80% ve kedilerde 70% oranında 3 yaşından itibaren oral hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Sizin yardımınızla, evcil hayvanlarınız yaşam boyu sağlıklı dişler ve diş etlerine sahip olabilir.

Siz sadece onlara birkaç şey sağlamalısınız :

● Besleyici bir diyet.

● Veteriner hekim tarafından tavsiye edilen çiğneme ödülleri.

● Evde düzenli diş fırçalama.

● Veteriner hekim tarafından senelik dental check-up.

Ağız sağlığı uygun diyetle başlar

Yanlış türde besinler evcil hayvanlarda ağız ve diş problemlerine yol açabilir. Kedi veya köpeğinizi yumuşak, konserve mama yerine kuru mamayla beslediğinizde kuru mamanın dişler üzerinde yarattığı hafif sürtünme kuvveti sayesinde ileride tartara dönüşecek bakteriyel plak tabakası ortadan kalkar. Kuru mama aynı zamanda yeterli çiğneme egzersizi ve diş eti uyarımı da sağlar. Plak ve tartar oluşumu arttırdığı için küçük dostunuza tatlı besinler ve sofra artığı vermemelisiniz. Özellikle evcil hayvanınız ırk özelliği veya genetik geçmişi bakımından ağız ve diş problemlerine yatkınsa veteriner hekiminiz plak ve tartar oluşumunu azaltan özel kuru mamalardan kullanmanızı tavsiye edebilir.

Küçük dostunuzun dişlerini fırçalamak

Diş eti hastalığına önayak olan tartar oluşumu ve diş çürümesine neden olan dental plak tabakasını ortadan kaldırmak için kedi ve köpeklerde dişlerin fırçalanması gerekir. Kedi yavrusunu eve getirdiğiniz andan itibaren ve köpek yavrularında 6 – 8 haftalık yaştan itibaren düzenli günlük diş fırçalama alışkanlığını başlatmanız gereklidir. Yetişkin kedi ve köpekler bile diş fırçalama işlemini kabul etmesi üzerine eğitilebilir. Sadece basit olarak aktivitenin kademeli olarak tanıtılması ve pozitif bir deneyim haline getirilmesi gerekir. İşlem boyunca sürekli petinizi övmeli ve kutlamalı, işlem biter bitmez çok sevdiği bir şeyle ödüllendirmelisiniz. İşte nasıl yapıldığı :

1. Aşama

Köpekler için parmağınızı et suyuna, kediler için ise ton balığı suyuna veya ılık suya bandırarak başlayın. Bu parmağı hafifçe evcil hayvanınızın diş etlerine ve bir veya iki dişine sürtün. Evcil hayvanınız bu aktiviteye iyice alışıp kendini rahat hissedene kadar tekrar edin.

2. Aşama

Kademeli olarak gazlı bez kaplanmış bir parmağınızı dişler üzerinde dairesel hareketlerle gezdirmeye başlayın.

3. Aşama

Ardından, bir diş fırçası kullanmaya başlayabilirsiniz. Bebekler için tasarlanmış ultra yumuşak fırçalardan veya özel pet fırçaları ve parmak fırçalarından kullanabilirsiniz. Parmak fırçalarının bir ucu fırça şeklinde tasarlanmıştır ve parmağa giyilir.

4. Aşama

Son olarak küçük dostunuz dişlerinin fırçalanmasına alıştıktan sonra evcil hayvanlar için üretilmiş sıvı veya pasta şeklinde diş macunlarını kullanmaya başlayabilirsiniz. Bunların çoğu klorheksidin veya stannous florid içerir (veteriner hekime tavsiyesini sorabilirsiniz) İnsanlar için üretilen diş macunlarını kullanmamalısınız, bunlar petinizin midesine dokunabilir. Veterineriniz aynı zamanda fırçalama sonrası bir antiseptik sprey veya solüsyon kullanmanızı önerebilir.

Senelik dental check-up yaptırmayı unutmayın

Kedi veya köpeğinizin uygun diyetle beslenmesi ve evde günlük diş fırçalaması için elinizden geleni yapmanız dişlerinin ve dişetlerinin en iyi durumda olmasını sağlar. Evde uygun diş bakımı sağlamanız için öncelikle diş ve dişetlerinin kontrol edilerek sağlıklı olduklarından emin olunması gerekir. Bu noktada veteriner hekimler devreye girmektedir.

Veteriner hekim küçük dostunuzun ağız boşluğunu ayrıntılı bir şekilde muayene ederek altta yatan bir problem olup olmadığına ve özellikle tartar oluşumuna bakar. Fırçalama ile bakteriyel plak tabakası temizlenebilir fakat tartar uzaklaştırılamaz. Bu nedenle eğer evcil hayvanınızda tartar oluşumu varsa anestezi altında uygulanan profesyonel bir temizlik ve cilalama işlemiyle tartar tabakası uzaklaştırılır. Tartarın uzaklaştırılmasından sonra veteriner hekim evcil hayvanınızın dişlerini florid ile tedavi eder ve devamında evde sizin yapmanız gereken bakım konusunda bilgi verir.

Birkaç ipucu :

● Sert et – protein bisküviler ve bazı sığır ürünlerinden yapılmış çiğneme ödülleri plak tabakasının uzaklaştırılmasına yardımcı olur ve diş etlerinin uyarılmasını sağlar.

● Köpeklerde tahta fırlatma çubuklarına ve kedilerde tahta parçalarının çiğnenmesine dikkat etmelisiniz. Bunlar diş etlerinde yaralanmalara ve dişlerde çatlaklara neden olabilir.

● Evcil hayvanınızın kemik ve taş gibi sert maddeleri çiğnemesine izin vermemelisiniz. Bunlar dişlerin çatlaması, kırılmasına ve dişetlerinin yaralanması sonucu enfeksiyona neden olabilir.

Birkaç istatistik :

● Kedi yavrularında ilk geçici “süt dişleri” 26 adettir ve 2-3 haftalık yaşta çıkar. Kalıcı dişleri ise 30 adettir ve 3 aylık yaşta değişmeye başlar.

● Kediler evcil memeli hayvanlar içinde en az diş sayısına sahip hayvanlardır.

● Köpek yavrularında geçici dişler 2 haftalıkken çıkmaya başlar, kalıcı dişleri 42 adettir ve 3 aylıkken değişmeye başlar.

Operasyon Öncesi ve Sonrası Özel Bakım Bilgileri

surgeondog“Evcil Hayvanınız bir operasyon geçirecek ! Operasyon öncesinde ve sonrasında bilmeniz gerekenler. Bakım konusunda neler yapmalısınız ?”

Operasyonla İlgili İpuçları

Hastalık veya herhangi bir kaza nedeniyle bir gün hayvanınızın operasyona ihtiyacı olabilir. Bu hem sizin, hem de evcil hayvanınız için stresli bir durumdur. Aşağıda herhangi bir cerrahi girişim sonrasında mümkün olduğunca komplikasyonsuz hızlı iyileşmeye giden yol için bazı ipuçlarını bulacaksınız. Operasyonun tipine göre ister büyük girişim olsun ister küçük bir girişim olsun veteriner hekiminiz size evcil hayvanınızın normal yaşamına ne zaman döneceğini söyleyecektir.

Operasyon Öncesi

● Veteriner hekiminiz operasyondan önce operasyonu etkileyebilecek daha önceden var olan herhangi bir hastalık durumunu kontrol edebilmek için sağlık kontrolü yapacaktır.

● Evcil hayvanınızın aşılarının tam olduğundan emin olun.

● Veteriner hekiminiz fiziksel muayene ile belli olmayan hastalıkları kontrol edebilmek için kan testi isteyebilir.

● Büyük operasyonlardan birkaç gün önceden antibiyotik tedavisi başlayabilir.

● Operasyon sonrası ne kadar süreyle yemek ve su verilmeyeceğini mutlaka öğrenin.

bustercollarOperasyon Sonrası Bakım

● Hayvanınız operasyon sonrası çok yorgun ve güçsüz olabilir. Onu çok heyecanlandırmayın.

● Klinikten ayrılırken tasmasını yeniden ayarlayın veya bir taşıyıcıya koyun. Onu yeni bir yaralanmadan koruyacaktır.

● Az miktarlarda yiyecek verin. Bol miktarda yemek ve su vermek midesini bulandırabilir ve kusmaya yol açabilir.

● Eğer veteriner hekiminiz operasyon sonrası kullanması için reçeteli gıda verdiyse nasıl kullanılacağını iyi anlayın.

● Hayvanınızın hareketlerini kısıtlayın. Merdiven tırmanmak zıplamak dikişlerin patlamasına yol açabilir.

● Yattığı yerin temiz ve ılık olduğuna emin olun.

● Hayvanınızın iyileşmesi için ilaç reçete edildiyse reçeteyi iyi okuyun ve doğru bir şekilde uygulayın.

● Dikişler genelde on günde alınmaktadır. Bu süre içinde her gün operasyon yarasını kızarıklık, şişme veya akıntı yönünden kontrol edin. Herhangi bir irkilti görürseniz hemen veteriner hekiminizle temas kurun.

● Hayvanınızın yarasını ısırmasını ve yalamasını engelleyin. Eğer zor oluyorsa “elizabet yakası” gibi engelleyici kafasına takın.

Yaşlı Köpeklerin Bakım ve Beslenmesi

“Yaşlı dostunuzun size en çok ihtiyaç duyduğu döneme ait bilmeniz gerekenler.”

Yaşlılık Hastalık Değildir !

Veteriner ilaçlarındaki yenilikler, bakımla ilgili kullanışlı bilgiler ve beslenmede kaydedilen gelişmeler ile köpekleriniz daha sağlıklı ve uzun yaşayabilmektedir. Köpeğiniz yaşlılık dönemine girdiğinde doğal yaşlılık belirtilerinin oluştuğunu gözlemlersiniz, bu dönemini sağlıklı, mutlu, rahat bir şekilde geçirmesi sizin elinizdedir.

Nasıl ve Ne Zaman Köpeğimin Yaşlı Olduğunu Bileceğim ?

Köpeğiniz yaşlılık dönemine girdiğinde, insanlardaki gibi izlenebilen yaşlılık belirtileri ortaya çıkmaktadır. Örneğin tüylerinin griye dönmesi, reflekslerinin ve kaslarının zayıflaması, duyma, görme ve koklama yeteneklerinde azalma, temkinli adım atma, hareketlerde azalma gibi belirtiler ortaya çıkar. Basit olarak yaşlılık ile ilgili en belirgin bulgu hareketlerde azalma, uyku uyuma süresinde artış ve uyurken çıkardığı seslerde (horlama) artıştır. Büyük ırk köpeklerde yaşlılık belirtileri 8 yaşından daha önceleri ortaya çıkarken küçük ırk köpekler 12 yaşına veya daha yüksek yaşlarına kadar gençliklerini korurlar. Özellikle 6 aylıktan önce kısırlaştırılan köpekler diğerlerine nazaran daha geç yaşlanacaklardır. İnsanlarda olduğu gibi köpeklerde de yaşlanma süreci farklılık göstermektedir. Veteriner hekiminiz köpeğinizin yaşlı olup olmadığı hakkında size bilgi verecektir.

olddogsYılda iki kez Check-Up

Köpeğiniz yaşlandıkça veteriner hekiminiz tarafından yapılacak olan check-up’lar gittikçe önem kazanacaktır. Temel olarak her 6 ayda bir köpeğinizin check-up’dan geçirilmesi önerilir. Köpekler 1 yılda insan yaşına göre 3 yaş yaşlanmaktadır. Check-up sırasında fiziksel muayenenin yanı sıra veteriner hekiminiz kan ve idrar testlerine başvurabilir. Ultrason ve diğer görüntüleme yöntemleri ile kalp ve diğer iç organlarda oluşabilecek değişimler erken safhada belirlenebilir.

Veteriner Hekiminizi Sürekli Bilgilendirin !

Hepsinden önemlisi köpeğinizin davranışlarında ve fiziksel durumundaki tüm değişikliklerin veteriner hekiminize bildirilmesidir. Köpeğinizde fark edeceğiniz bir problemi köpeğinizin yaşlı olması ile bağdaştırabilirsiniz fakat gerçekte bu problem kolaylıkla tedavi edilebilecek bir problem olabilir. Örneğin köpeğinizin hareketlerinde oluşan yavaşlama, yaşlılıkla bağlantılı enerji eksikliğinden meydana gelmemiş olabilir, Eklem bozukluğu veya kalp problemine bağlı olarak gelişebilir. Bu iki bozukluk da uygun tedavi ile kontrol altına alnarak tedavi edilebilir. Düzenli yarı yıllık check-up’lar veterinerinize uygun bir koruyucu bakım programı hazırlamasında yardımcı olacak ve oluşacak problemleri erken safhada yakalayabilme imkanı sağlayacaktır. Veteriner hekiminizle işbirliği yapmanız köpeğinizin yaşlılık yıllarını mutlu ve sağlıklı bir biçimde geçirmesini sağlayacaktır.

Uygun Beslenme

Köpeğiniz yaşlandıkça beslenme ile ilgili gereksinimleri de değişecektir. Köpeğinizin daha az yemesine rağmen kilo aldığını görebilirsiniz. Fazla kilo metabolizmanın yavaşlaması veya aktivitedeki düşüklükten kaynaklanabilir. Fazla kilo kalp, akciğer, deri ve eklem bozukluklarına neden olabilir. Köpeğinizin fazla kilolarından kurtulabilmesi için günlük verdiğiniz mama miktarını düşürebilir veya düşük kalorili diyet mamaya geçebilirsiniz. Bazı köpeklerde ise tamamen ters bir durum söz konusudur. Yaşlanma ile birlikte kilo kaybı görülebilmektedir. Bu kilo kaybının sebebi diş ve kalp bozukluklarına bağlı olabilir. Her iki durumda da köpeğinizin kişisel beslenme ihtiyaçları konusunda veteriner hekiminize başvurun.

Menüsünü Konforlu Hale Getirin

Köpeğinizin yemek yerken rahat etmesini sağlamalısınız. Çoğu hasta sahibi yemek ve su kaplarını zemin üzerine bırakmaktadırlar ancak bu durum fazla kilolu ve iri köpekler için rahatsız edici bir durum olabilir veya eklem bozukluğu olan köpeklerde aşağı doğru eğilmek güç ve çok ağrılıdır. Bu durumda olan köpeklere yönelik pet shoplarda yemek kapları ve su kaplarının yerleştirildiği çeşitli yüksekliklerde her köpek ırkı için uygun masalar bulunur. Bu problemi pahalı olmayan yöntemle çözmekte mümkündür, bunun için bir kasanın üzerine yemek ve su kabı konulabilir.

Yaşlı Köpeğinizin Gıdasında Olması ve Olmaması Gerekenler

• Köpeğinizin her menüsünde yediği mama içinde en az %18 oranında yüksek kalitede protein, %5 yağ olmalıdır.
• Veteriner hekiminizle bilgi alışverişi sonucu diyetindeki lifli gıdaların miktarını arttırabilir. Özellikle de köpeğiniz sıkça kabızlık çekiyorsa.
• Köpeğiniz öğünler arasında hafif gıdalarla beslememelisiniz, ayrıca kullandığınız masanın parçalarını yememesine dikkat edilmelidir.

Yaşlı köpeklerinizin Sağlığı İle ilgili 10 önemli Tavsiye

1. Köpeğinizin yılda iki kez check up yaptırın.

2. Köpeğinizin kondisyonu ve hastalıkları hakkında bilgilerinizi, gösterdiği semptomlarda artış gözlendiğinde veteriner hekiminize danışın.

3. Köpeğinizi kaliteli mamalarla besleyiniz, günlük gıda gereksinimi tek öğünde verme yerine iki öğüne bölerek veriniz.

4. Günlük ihtiyacı üzerinde mama ile beslemeyiniz çünkü fazla kilo sağlık problemlerine ve daha kısa bir ömür sürmesine neden olur.

5. Veteriner hekimlerinizin tavsiyesi göz önünde tutularak , köpeğinizin diyetine artiritis problemine karşı glikozamin/chondrotin katılabilir. Veteriner hekiminiz tavsiyesiyle ağrılara karşı ilaçlar kullanılabilir.

6. Köpeğinizin fiziksel durumu göz önünde tutularak günlük yeterli egzersiz yapmasını sağlayınız.

7. Köpeğinizin diş sağlığına dikkat ediniz. Veteriner hekimlerin tavsiyeleri çerçevesinde köpeklerinizin dişlerini günde bir defa fırçalayıp, profesyonel şekilde temizleyiniz.

8. Köpeğinizin pire ve kene kontrolünü düzenli olarak yapınız.

9. Veteriner hekiminizin köpeğinizin maruz kalacağı riskleri göz önünde tutarak hazırladığı aşılama programına uyunuz.

10. Köpeğinize daha fazla sevgi ve ilgi gösteriniz. Köpeğinizi mutlu ve rahat ettirmek için elinizden geleni yapınız.

Köpeklerde Kulak Bakımı

uzunkulak“Köpeklerin genel kulak hastalıkları ve bunların önlenmesine yardımcı olacak bakım bilgileri, tavsiyeler.”

Sağlıklı Kulağın Görünümü

Temiz, kokusuz, soluk pembe görünümlü, çok az kulak kirinin varlığı sağlıklı kulakların belirtisidir. Evcil hayvanlarınızın kulaklarını düzenli olarak kontrol ediniz.

Kulak Hastalıklarının Belirtileri

• Kulaktan gelen kötü koku.
• Kulak veya başın artan oranda tırmalanması veya kaşınması.
• Kulakta hassasiyet. (Genelde kulakta hastalık sonucu oluşan ağrıdan kaynaklanır.)
• Başın bir tarafının sürekli sallanması.
• Siyah veya sarımsı renkte kulak akıntısı.
• Kulak kanalı veya kulak kepçesinin kırmızımsı ve şişkin gözükmesi.
• Davranışlarda durgunluk. (Depresyon, aşırı duyarlılık gibi değişimler görülür.)
• Kulakta aşırı miktarda koyu kahverengi kulak kiri birikir.
• Denge ve duyma kayıpları ve hareketlerde uyumsuzluk.
• Kanlı veya kahve çekirdeği kırıntısı şeklinde kulak akıntısı.

Kulak Hastalıklarının Nedenleri

Bazı köpek ırkları diğer köpek ırklarına nazaran kulak hastalıklarına daha yatkındırlar. Sarkık kulaklı veya kulak kepçesinin iç yüzü tüylü ırkları kulak hastalıklarına daha yatkındır. Köpeklerde alerjiler de kulak hastalıkları için risk oluşturmaktadır.

Kulak Hastalıkları

Dış kulak kanalının yangısına otitis externa, orta kulak yangısına otitis media denir. Bu hastalıklar genellikle bakteri ve mayalardan kaynaklanır. Kulak kirinin veya akıntısının aşırı birikmesi, kanalı tıkayan tüyler, kulak kanalına giren yabancı cisimler kulakta hastalıklara neden olurlar. Kulak enfeksiyonlarında nedeni ararken hızlı davranmak gerekir çünkü kulak enfeksiyonları evcil hayvanınızın rahatını ciddi bir şekilde bozar. Bakteriyel kulak enfeksiyonlarında antibiyotikler, mayalardan oluşan kulak enfeksiyonlarında antifungal ilaçlar kullanılır. Kulak hastalıkları bazı hormonal bozukların, alerjilerin veya genetik hastalıkların belirtisi olarak da açığa çıkabilir. Veteriner hekiminiz evcil hayvanınızı muayene ederek kulak hastalığının teşhisini koyabilir ve uygun tedaviye başlayabilir.

earmiteKulak Uyuzu (Ear mites)

Evcil hayvanlarda sıklıkla karşılaşılan ve hızlı bir şekilde bulaşan parazitlerdir. Şiddetli kaşıntı en sık karşılaşılan belirtidir. Kulak uyuz etkenleri siyah renkli, çok kolayca ufalanabilen, kahve telvesi görünümünde kulak akıntısına neden olur.

Kulak Kepçesinin Hematomu

Kanın kulak kepçesinde deri altında toplanmasıdır. Kulağa gelen sert darbeler, kulağın tırmalanması veya başın şiddetli sallanması kulakta hematoma neden olur.

Duyma Kaybı

Genellikle yaşlılık ile birlikte gelişir, travma, yüksek ses, enfeksiyonlar veya genetik bozukluklar sonucu sağırlık gelişebilir.

Kulak Hastalıklarından Korunma

Evcil hayvanların kulaklarını uygun solüsyonlarla temizlenmesi kulak sağlıkları için yeterli temel bir yöntemdir.

Kulak Damlası veya Pomatların Kedi ve Köpeklere Uygulanması

Kullanılacak maddelerin uygun dozunu hesaplamak için kullanma talimatlarını dikkatlice okuyunuz. Köpeklerde kulak kepçesi başın üst tarafında tutularak kullanılan madde kulak yolunun taban kısmına sıkılır. Kullanılan ilacın kulak yolunun derin kısımlarına ilerlemesi için kulağa nazikçe masaj yapılır.

Kuduz Hastalığı

vaccine“Kuduz hastalığı hakkında bilinmesi gerekenler, alınacak önlemler nelerdir ?”

Tüm sıcakkanlı hayvanların beyinlerinde yerleşen ve oradan sinirler yoluyla tükürük bezlerine gelerek salyadan yaraya bulaşan akut seyirli, daima ölümle son bulan bulaşıcı viral bir hastalıktır. Hastalık köpek, kedi, sığır, koyun, keçi, at, eşek gibi evcil, tilki, kurt, çakal, fare, sincap, sansar, gelincik gibi yabani hayvanlarla insanlarda görülür. Yarasalar virüsü taşımalarına rağmen kendileri hastalanmazlar, ısırdıkları hayvan ve insanlara hastalığı bulaştırırlar.

Kuduz Hastalığının Bulaşma Şekli

Bulaşma kuduz bir hayvanın ısırması, tırmalaması veya salyasının yaraya bulaşması ile geçer. Virüs, vücuda girdiği yerde bulunan sinirler yoluyla beyine gider, yerleşir ve orada çoğalır. Beyinde çoğalan virüs tekrar sinirler yoluyla tükürük bezlerine gelir ve salyaya geçer. Virüsün vücuda girmesi ile hastalığın ortaya çıkması arasındaki süreye kuluçka dönemi denir. Bu dönem 3-4 gün ile 1 yıl ya da daha fazla sürede değişen bir zaman alabilir. Genel olarak kuluçka süresi İnsanlarda 27 – 64 gün, köpeklerde 20 – 60 gün, kedilerde 14 – 30 gün, sığırlarda 30 – 60 gündür.

kuduz2Kuduz Hastalığının Belirtileri

Kuduz Hastalığına yakalanmış hayvanlar tipik olarak birbirlerine benzer belirtiler gösterirlerse de bu belirtiler bazılarında az bazılarında çok değişik safhalar gösterir. Genel olarak gözlenen bu safhaların en çok kuduza yakalanan köpeklerdeki durumu şöyledir.

Sakin devre : Köpeklerin huyu değişir, sahiplerini tanımaz, evden uzaklaşır, kornea refleksi kaybolmuştur, 2 – 3 gün sürer.

Saldırgan devre : Hayvan huzursuzdur, sağa sola saldırır, ses ve ışıktan rahatsız olur, göz bebekleri genişler bakışlar dikkatlidir, yabancı cisimleri yer, havayı ısırır gibi yapar, sesi kalınlaşır, havlama uluma şeklini alır, salyasını yutamadığı için ağzından bol salya akar, hızlı solunum, bazen hayvan bu devrede ölür.

Felç devresi : Felç arka ayaklardan başlayarak bütün vücuda yayılır, alt çene düşer, dil gevşemiş ve ağzının bîr tarafından dışarı sarkmıştır, yemek yiyemez, su içemez ve dolayısı ile suya ve yemeye karşı bir hırs duyar ve 1 – 2 gün içinde hayvan ölür.
Kuduza yakalanmış hayvanlar 3-14 gün içinde mutlaka ölürler.

Kuduz Şüpheli Bir Hayvanla Karşılaşıldığında

En yakın görevliye (polis, jandarma, belediye görevlisi, vs.) durumu bildirin gerekli güvenlik önlemlerini almasını bekleyin, vereceği talimatlara uyun.

Asla kuduz şüpheli bir hayvana gerekli güvenlik önlemlerini almadan müdahale etmeye, yakalamaya çalışmayın. Onu korkutacak veya saldırganlaştıracak davranışlardan kaçının.

Şunları sakın unutmayın !

Hayvanlar bazı durumlarda aniden saldırganlaşıp ısırabilirler,

Tehdit altında olduklarını hissettiklerinde veya korktuklarında.
Yaşam alanlarını, yavrularını veya yiyeceklerini koruduklarında.
Aşırı heyecanlandıklarında (Oyun sırasında).
Sizi tanımadıklarında.
Av içgüdüsü uyarıldığında.
Saldırgan olmaya eğitildiklerinde.
Acı çekiyor olduklarında.

Hayvanların olduğu bir ortamda,

Asla gözlerinin içine uzun süre gözünüzü dikip bakmayın.
Asla yaralı bir hayvanı tedbir almadan kaldırmaya çalışmayın.
Asla uyuyan bir hayvanı rahatsız etmeyin.
Asla yemek yiyen bir hayvana çok fazla yaklaşmayın.
Asla hayvanların yanından koşarak geçmeyin.
Asla yabancı bir hayvana aniden yaklaşmayın.
Asla vahşi bir hayvana dokunmaya veya yemek vermeye kalkışmayın.

Eğer saldırıya uğrarsanız,

Ceketinizi çantanız, bisikletiniz, ısırabileceği herhangi bir şeyi ilgisini ona kaydırmak için verin,
Düştüyseniz veya sizi devirdiyse, başınızı ellerinizin arasına alarak kıvrılın. Ayaklarınızı karnınızda toplayın, başınızı ve özellikle boynunuzu koruyun.
Bağırmamaya ve ağlamamaya çalışın, mümkünse yuvarlanın.
Sakin kalmaya çalışın, sakın tekme atmaya veya vurmaya kalkmayın.

Kuduz Şüpheli Bir Hayvan Tarafından Isırılan Bir İnsanda Yapılması Gerekenler

Isırık yarasının beyine yakınlığı virüsün beyine ulaşması açısından önemlidir. Yara bölgesi beyine yakın ise en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Diğer bölge ısırıklarında bu süre 0-38 saat en fazla 72 saat olmalıdır. İnsanlarda bugün komplikasyonsuz HDCV (Human Diploid Ceil Vaccine) kuduz aşıları uygulanmaktadır. Isırık bölgesi bol sabunlu su veya antiseptik solüsyonlar ile temizlenmelidir. Yaraların yıkanması ile bulaşmış olan virüslerin yaklaşık yarısı yara bölgesinden uzaklaştırılmış olur.

Isırılmalarda Kuduz Şüpheli Hayvan Hakkında Yapılması Gerekenler

Bir insan veya hayvanı ısıran kuduz şüpheli hayvan veteriner hekimin denetimi altında 10 gün gözetim altında tutulur. Gözetim süresi içinde ölen hayvanın başı, ölümün kuduza bağlı olup olmadığının belirlenmesi için Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına bağlı bölgemizde Pendik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne gönderilmelidir. Gözetim süresi içinde ölmeyen hayvanlar ise serbest bırakılır.

Teşhis Yöntemleri

Kuduzdan ölen veya öldürülen hayvanlardan laboratuar teşhisi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ nün kabul ettiği 3 metot ile yapılmaktadır.

Sellers Boyama yöntemiyle
Flüoresan Antikor Tekniğiyle
Deney Hayvanlarına İnokulasyonla

KUDUZLA MÜCADELE

Direk Mücadele

Koruyucu Kuduz Aşısı ile kedi ve köpekler 3 aylık olduktan sonra aşılanırlar. İthal Avrupa aşıların bazılarının 3 yıl koruyuculuğu olmasına rağmen ülkemizde yasal zorunluluk olarak kuduz aşısı her yıl tekrarlanmaktadır. Sahipli köpek nüfusu belirlenmeli ve aşılanmaları sağlanmalıdır. Sahipsiz köpeklerin kontrolü için bakım ve müşahede merkezleri oluşturulmalı, buraları bir anlamda sahiplendirmek için rehabilitasyon merkezleri olmalıdır. Bu merkezlerde köpekler kısırlaştırılmalı, aşılanmalı, bakımları yapılıp, sahiplendirmek için hazır hale getirilmelidir. Çevre kontrolü ile başıboş kedi ve köpeklerin besleneceği gıda artıkları ortadan kaldırılmalıdır.

İndirek Mücadele

Kuduz hastalığı hakkında halk ve çocuklar bilgilendirilmeli, insanların hayvanlara gösterdikleri sevginin yanı sıra, sorumluluklarının da olduğu anlatılmalıdır. Köpeğiniz ile keyifli ve sorunsuz bir yaşam sürmenin temeli onunla iyi iletişim kurmaktan geçer. Köpekler kendi aralarında vücut işaretleri yoluyla iletişim kurarlar. İnsanlarla iletişim kurmada da doğaları gereği aynı metodu kullanırlar. Köpeğinizle iyi iletişim kurabilmek için bu işaretleri yorumlamayı öğrenmeniz gereklidir. Böylece öğrenmesi gereken şeyleri ona daha kolay öğretebildiğiniz gibi onun yemek yemek, dışarı çıkmak, oyun oynamak yada ilgi ve sevgi gibi istek ve ihtiyaçlarını anlayabilirsiniz.
İlk defa köpek sahibi olanlar zamanla köpeklerinin vücut dilini anlamaya başlar. Köpekler duygularını ifade ederken çoğunlukla kuyruklarını kullanırlar. Pek çoğumuz çizgi filmlerde kuyruğunu sağa sola sallayarak yürüyen sevimli köpek kahramanları görmüşüzdür.

Genellikle sevindikleri, herhangi bir tehdit altında olmadıkları ve mutlu oldukları zaman köpekler kuyruklarını sallarlar, ev yaşamında sahibi eve döndüğünde, yemek yiyeceği zaman yada oyun oynamak istediğinde köpeğinizin kuyruğunu salladığını görürsünüz. Bazı durumlarda ise kuyruklarını dimdik havaya kaldırıp, hareketsiz tutarlar; bu duruş o anda belki de sizin duyamadığınız fakat onun duyduğu bir sese yada kokuya konsantre olduğunda görülür. Halk arasında “kuyruğunu kıstırdı” diye tabir edilen, kuyruğunu iki bacağının arasına alması ise köpeklerin korktukları ve kendilerini güvende hissetmedikleri anlarda yaptıkları bir harekettir. Kendinden üstün olan bir köpekle karşılaştığında kuyruğunu kıstırıp kaçabilirler.

Köpeklerin vücut dilinde yüz mimikleri çok anlam ifade eder. Onlar bizim gibi gülüp, ağlayamasalar da canları acıdığında, kızdıklarında ya da siz evden ayrıldığınız için üzüldüklerinde yüz ifadeleri değişir.

Irklara ve bireylere göre değişse de köpekler bir şeye kızdıklarında yada tehdit altında hissettiklerinde öncelikle karşısındakini hırlayarak, havlayarak ya da ön dişlerini göstererek uyarmaya yada korkutmaya çalışırlar.

Köpeklerle iç içe olduğunuz zaman dilimi büyüdükçe onların dilinden daha iyi anlar hale gelirsiniz. Unutmayın ki iyi iletişim iyi ilişkiler yaratır, zamanla sizin ve küçük dostunuzun arasında bir iletişim dili oluşacaktır. Köpeğinizi eğitirken o da sizin sözlerinizden, duruş ve hareketlerinizden ve hatta göz temasınızdan ondan ne istediğinizi anlar hale gelecektir.

Kedi Hastalıkları ve İlk Aşılama

picture_cat_lodging“Kedinizin sağlıklı ve uzun bir ömür sürdürmesi için ilk aşılamaların ne kadar önemli olduğunu ve hangi hastalıklara karşı koruduğunu bilmelisiniz.”

Kediniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri, onun sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmesi için yaygın kedi hastalıklarına karşı aşılatmaktır. Kedinizin annesi, doğumunu takiben ona hastalıklarla savaşabilecek antikorlar içeren süt verir. Bu süt ilk haftalarda kedinize bağışıklık sağlar. Bu süre dolduğunda veteriner hekiminizin yardım ve tavsiyeleri doğrultusunda bağışıklık, aşılama ile devam ettirilir.

Aşılar nasıl çalışır ?

Aşılar, değiştirilmiş yada öldürülmüş az miktarda virüs, bakteri yada diğer hastalık yapan organizmaları içerir. Uygulandıklarında, kedinizin bağışıklık sitemi savaşan hücreler ve proteinler (antikorlar) üreterek uyarılır ve kediniz hastalıklara karşı korunmuş olur.

Kedim Ne Zaman Aşılanmalı ?

Genellikle bir yavru kedinin bağışıklığı doğumuyla başlar 9 haftalık olduğunda sona erer. Bu genellikle ilk aşılamalara başlama için uygun bir zamandır ve bu aşılar 3 – 4 hafta sonra güçlendirici olarak tekrarlanmalıdır. Daha sonra kedinizin geri kalan tüm hayatı boyunca aşılamaların tekrar edilmesi gereklidir. Tabii ki bunlar aşılamanın ana hatlarıdır. Kediniz için en uygun olan aşılama programını veteriner hekiminiz belirleyecektir.

asiKedime Hangi Aşıları Yaptırmalıyım ?

Veteriner Hekimlerin büyük bir çoğunluğu sık rastlanan, bulaşıcı ve ciddi hastalıklara yol açan bazı etkenlere karşı kedinizin aşılanarak korunmasını tavsiye eder. Bunlar dışında kalan aşılamalar kedinizin kalıtsal, çevresel ve yaşam tarzı ile ilgili maruz kaldığı risk faktörlerinin veteriner hekiminiz tarafından değerlendirilmesiyle önerilebilir.

1. Feline Viral Rhinotracheitis

İnsanlarda yaygın olarak görülen nezledeki gibi üst solunum yollarında enfeksiyon yapan bu viral hastalık kolayca kediden kediye bulaşabilir. Bu sebeple kediniz diğer kedilerle temas ediyorsa yada etme olasılığı varsa bu hastalığa karşı aşılama zorunlu hale gelir. Belirtiler hafif ateş, iştah kaybı, aksırık, göz ve burun akıntısı, öksürük şeklinde olabilir. Yavrular özellikle duyarlıdır. Bu hastalık korumasız yavrularda tehlikeli olabilir ve etkin tedavisi sınırlıdır. Kediler tedavi olsalar da yaşam boyu taşıyıcı kalırlar.

2. Feline Calicivirus

Bu virus kedilerin üst solunum yolları enfeksiyonlarının diğer ana nedenidir. Yaygın ve çok bulaşıcıdır. Belirtiler ateş, dilde ülser ve kabarcıklar, pneumoni (akciğerlerin iltihabı) virüsün soyuna bağlı olarak hafiften şiddetliye varan düzeylerde görülebilir. Bu hastalığın da tedavisi güç olabilir. Şiddetli dişeti hastalığı, akan gözler ve kronik aksırığı olan kediler enfeksiyon saçarlar. Bu kediler iyileşse bile taşıyıcı kalırlar ve diğer kedileri enfekte etmeye devam ederler. Aşılama bu yüzden son derece önemlidir.

3. Feline Panleukopenia

Kedi gençlik hastalığı olarak da bilinen bu hastalık kedi vücudu dışında 1 yıla kadar canlı kalabilen çok dayanıklı bir virüs sebebiyle oluşur. Bu yüzden çoğu kedinin hayatı boyunca bu virüsle temas edebilecek olması, korumasız kedilerde %90 – %100 gibi yüksek enfeksiyon oranından dolayı, bu potansiyel öldürücü hastalığa karşı aşılama esastır. Keyifsizlik, ishal, kusma, şiddetli dehidrasyon (vücudun su kaybetmesi) ve ateş belirtiler arasındadır. Aşılama hastalığı önlemede çok etkili olmasına karşın, hastalığın tedavisi çok zordur. İyileşmesi zaman alır ve bir kere enfekte olan kedi hastalığı korumasız olanlara bulaştırabilir.

4. Kuduz

İnsan da dahil olmak üzere çoğu memeli türün merkezi sinir sistemini etkileyen tedavisi olmayan bir viral hastalıktır. Enfekte hayvanların salyasıyla, ısırık yada derideki yaralar yoluyla direk kontak sonucu bulaşır (kokarca, tilki, rakun ve yarasalar da dahil). Aşılama, kediniz hasta bir hayvan tarafından ısırıldığında veya tırmalandığında (kediler patilerini yaladıkları için salya ile temas tırmalanma ile de olabilir) kuduz virüsüne karşı çok daha fazla direnç sağlayacaktır. Ayrıca şunu bilmelisiniz ki bir kere hastalığa yakalandıktan sonra iyileşme şansı yoktur. Bu sebeple çoğu ülkede, tüm kedilerin kuduza karşı düzenli olarak aşılanmas ıyasal bir zorunluluktur. Buna ek olarak, ülke içi yada dışı seyahatlerinizde kesinlikle kedinizin kuduza karşı aşılı olduğunu kanıtlamanız gerekir. (Bknz. Evcil Hayvanlar ile Seyahat)

Diğer Aşılar

Kedinizin özel durumu ve risk faktörleri değerlendirildikten sonra veteriner hekiminiz diğer enfeksiyöz hastalıklara karşı aşılamayı tavsiye edebilir. Bu belirleme kedinizin yaşam tarzı ve daha nadir görülen bu hastalıklarla karşılaşma olasılığı temel alınarak yapılır.

5. Feline Leucemia (FeLV)

Kedinizin kedi lösemi virüsüyle enfeksiyonu, lösemi gibi kanser türü durumlardan, bağışıklı sisteminin tahribatı sonucu geniş çaplı ikincil enfeksiyonlara kadar çok sayıda sağlık problemlerine sebep olabilir. Kuzey Amerika kedilerinin ana ölüm sebebi bu virüstür. Virüsle ilk temastan sonra kedi aylarca belki de yıllarca hiç belirti göstermez. Fakat bu süre boyunca diğer kedilere hastalığı bulaştırır. Kedinizin FeLV taşıyıcısı olup olmadığını belirlemek için basit kan testleri vardır. Eğer kediniz taşıyıcı değilse ve diğer kedilerle temas ediyor ise öldürücü bu hastalığa karşı aşılanması gereklidir.

6.Feline Chlamydophila

Bu bakteriyel hastalık kedilerin tüm üst solunum yolu hastalıklarının %5 inden sorumludur. Özellikle genç kedilerde olmak üzere çok bulaşıcıdır ve enfeksiyon oranı çok yüksektir. Gözün mukoz membranlarında lokal enfeksiyona neden olur. Fakat akciğerleri de etkileyebilir. Chlamydophila direk temas ile insanlara da bulaşabilir. Korunmada aşılama esastır.

Aşılama ne kadar etkilidir ?

Herhangi bir ilaç tedavisi yada cerrahi müdahale gibi aşılamada %100 garanti veremez. Buna rağmen iyi besleme ve kabul edilebilir hijyen şartları ile birleştirildiğinde aşılama kedinizin hastalıklara karşı en önemli savunmasıdır. Buna ek olarak ciddi bir hastalığın tedavisinin size olacak maliyeti ve sevgili kedinize vereceği rahatsızlık karşısında aşılama çok daha mantıklı görülmektedir.